Öncelikle alışverişe çıkarken rahat çıkarıp giyebileceğiniz türde kıyafetler tercih edin. Hatta askılı bir tişört ve bir tayt giyin, belki boş soyunma odası bulamazsınız ve kıyafetleri olduğunuz yerde denemek zorunda kalabilirsiniz. En önemli ayrıntı ise asla çantanız ağır olmasın.

 

İndirim başlamadan dergilerden veya favori mağazalarınızdan en beğendiğiniz kıyafetleri not alın. Böylelikle ucuzluğun ilk zamanlarında, hiçbir şey tükenmeden istediklerinizi en iyi fiyata almış olursunuz

 

Ucuzluğu başkalarından önce öğrenmek için mağazadaki satış danışmanı bir arkadaşı gözünüze kestirin. Onunla samimi olun, ismini öğrenin, sizin isminizi öğrenmesini de sağlayın. Böylelikle ucuzluktan ve diğer bütün gelişmelerden ilk sizin haberiniz olur.

 

Ucuzluk döneminde o gün ihtiyacınız olmayan kıyafetleri de alabilirsiniz. Çünkü fiyatı inmiştir ve sizin o gün o kıyafete ihtiyacınız yoktur ama mutlaka bir gün olacaktır. İşte bu da iyi bir alışverişçinin kazancıdır.

 

Bir parçayı almadan önce kendinize tek bir soru sorun; “Ben buna, ucuzluktan önceki fiyatı verir miydim?” Eğer içinizdeki ses ‘evet’se, onu yarı fiyata almak çok daha keyifli olacaktır.

 

Tam bedeninize oturan kıyafetleri alın, ucuzlukta bile! Yani asla ‘Nasıl olsa zayıflayacağım, bunu alayım’ demeyin. Bu parayı çöpe atmaktan başka bir şey değildir.

Normal zamanda alışveriş, kendinizi iyi hissetmek ya da moralinizi düzeltmek için yaptığınız bir aktivite olabilir. Ama ucuzluktan alışveriş; zaman, emek ve itina gerektirir. Kendinizi hem iyi hem de akıllı ve kârlı hissedersiniz.